Son zamanlarda izlediğim en iyi diziydi ve kendisini bulduğum için o kadar mutluyum ki… En son Queen Of Tears’ı çok severek izlemiştim ama onda eksik bulduğum kısımlar da vardı. Çocuk meselesini konuşmamaları beni rahatsız etmişti mesela. Ya da esas erkeğimizin ilk bölümlerde karısının ölümüne sevinmesi de sinir bozucuydu. Artıları eksilerinden fazlaydı tabii ki ama eksik bulduğum şeyler de vardı. Fakat bu dizide eksik bulduğum hiçbir şey yok! Ve aşk da hem tatlı hem tutkulu hem de destek çıkmalı muhteşem bir aşktı. Yani her anlamda muhteşem bir dizi!
HADİ İLK BÖLÜMDEN YORUMLAMAYA BAŞLAYALIM

İlk bölüm hakkında çok yazmak istemiyorum aslında. Çünkü o kadar üzülüyorum ki… Sevilmek için çaba gösteren ama yine de sevilmeyen bir kadın görüyoruz ilk bölümde. Han Yi Joo evli olduğu adam tarafından sevilmiyor. Ailesi tarafından sevilmiyor. Herkes tarafından kullanılıyor. Bir tek esas erkeğimiz (Do Guk) ona gerçek bir şekilde yaklaşıyor. Herkes sahte ama bir tek Do Guk’un tavrı gerçek. Yi Joo’ya ağır konuşuyor gerçi ama Yi Joo’ya birinin öyle konuşması lazımdı zaten ve bu Do Guk’un herkesten daha gerçek olduğunu gösteriyor.
Do Guk ilk bölümde Yi Joo’ya şöyle diyor.
“Sence onlar da seni ailesi gibi görüyor mu? Gerçekten bu kadar kör müsün yoksa kör gibi mi davranıyorsun?”
Bu sözler üzerine Yi Joo gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalıyor. Sözlerin etkisiyle aydınlanma yaşamıyor tabii. Çünkü zaten bence her şeyi farkında. Sadece farkında değilmiş gibi davranıyor. Fakat öyle bir şey oluyor ki Yi Joo artık gerçekleri inkâr edemiyor.
Ne mi oluyor?
Kocası Yi Joo’nun kız kardeşine ilan-ı aşk ediyor ve Yi Joo’dan boşanacağını söylüyor. Bununla da yetinmiyor. “Yi Joo ile sana yakın olmak için evlendim.” diyor. İstediğiniz tüm küfürleri edebilirsiniz, serbest.

Yi Joo tüm bunları duymasına rağmen açıklama bekliyor. Çekip gitmesi gerekirken ya da bağırıp çağırması gerekirken açıklama bekliyor ve en sonunda terk ediliyor. Koca müsveddesi Yi Joo’ya acıdığını ve o yüzden onunla evlendiğini söylüyor. Hem acıdığı için hem de Yi Joo’nun kız kardeşi Yu Ra’ya yakın olmak için. İnanılmaz bir olay. İnanılmaz bir hadsizlik. Şaşırtıcı bir yüzsüzlük.
Her neyse…
İlk bölümde bir sürü olay üst üste geliyor ve Yi Joo trafik kazası geçiriyor. Yi Joo ölmek üzereyken üvey annesi (yazmadım ama bu kız evlatlık alınıyor aslında) “Bir sonraki hayatında bu kadar iyi olma. Bu sadece kendi hayatını daha da zorlaştırır.” diye tavsiye veriyor. Ve Yi Joo ölüyor…
Aaa bir dakika… Yoksa ölmüyor mu?
Yİ JOO GÖZLERİNİ AÇAR VE…

Yi Joo gözlerini açtığında bir sene öncesine döndüğünü fark ediyor ve hemen plan yapmaya başlıyor. Eski Yi Joo olmadığını görüyoruz -ki bu çok hoşuma gitti.
Önce henüz evlenmediği kocasını gelinlik provasında terk ediyor. O sahneye bayılıyorum bu arada 😊
Adamın kendisini terk ederken söylediği sözlerin benzerini söyleyerek terk ediyor hem de. Bununla da yetinmiyor. Kız kardeşi Yu Ra’nın hoşlandığı adamla evlenmeye karar veriyor. Yu Ra’dan, bir önceki evrendeki kocasından, annesinden intikam almanın en iyi yolu bu çünkü. Yu Ra üzülürse herkes üzülür diye düşünüyor. Yazdıklarımdan anlaşılmamış olabilir ama Yu Ra da annesi de görüp görebileceğiniz en kötü insanlardan. Hani eğer “Eski kocası kızdan hoşlanıyorsa kızın suçu ne?” diye düşünüyorsanız kızın bayağı suçu var. Hiç öyle masum değil.
Her neyse Yi Joo Do Guk’a “Kardeşimle evlenme, benimle evlen.” diyor.
Evet Yu Ra Do Guk’a saplantılı bir manyak 😀
Do Guk Bu Durumda Ne Yapıyor Peki?

Do Guk’un canına minnet tabii ki.
Son zamanlarda bu kadar güzel seven erkek izlememiştim ve o kadar iyi geldi ki…
İlk bölümde Yi Joo’ya dürüst davranan tek kişiydi söylediğim gibi. Ama o dürüstlüğün altında bir sevgi de hissetmiştim ben. Yani sanki hoşlandığı kızın tüm bu sevgisizliği kabullenmesine öfkeleniyor gibiydi. Kendi değerini bilmiyor olmasına öfkeli gibiydi.
Geçmişe dönüldüğünde, Do Guk’un Yi Joo’nun teklifini hemen kabul ettiğini görünce bu işte bir iş var dedim. Ya o zamandan beri Yi Joo’dan hoşlanıyordu ya da o da gelecekten gelmişti ve her şeyi farkındaydı. Spoiler olacak belki ama ikisi bir aradaymış. Gerçi spoiler vermesem de anlarsınız. Dediğim gibi ben ilk bölümden şüphelenmiştim zaten. Dolayısıyla spoiler verdiğim için kendimi hiç de kötü hissetmiyorum 🙂
Do Guk çok güzel seven erkekler listemde ilk 3’e girdi.
Do Guk’um da Do Guk’um
İlk bölümler kızı ailesinden korumak için canını dişine takıyor. Bununla yetinmiyor tabii. Sevgisini her daim hissettiriyor. Kızımız ilk başta bu sevgiye odaklanacak vaziyette değil. Sevgi gördüğünde inanmayacak duruma gelmiş zaten. Odak noktası sevmek ya da sevilmek değil. Sadece intikam almak istiyor. Do Guk da her seferinde “Tamam.” diyor. “Sana yardım edeceğim. Yeter ki yanımda ol.”
Bir sahnede “Her zaman senin yanında olacağım. Hiçbir şeyi tek başına yapmak zorunda değilsin.” diyor ve kız şaşırıyor. Hem şaşırıyor hem de etkileniyor. Fakat sadece sözde değil, gerçekten de Do Guk Yi Joo’ya full destek oluyor. Yi Joo’nun evlenmek üzere terk ettiği haysiyetsiz, Do Guk’a “Yi Joo seni sevmiyor. Beni unutmak için seni kullanıyor.” diyor.
Do Guk da diyor ki “O kadar aşığım ki seve seve kullanılırım.”
Ya sen aşk mısın koca bebek? 😀
Yi Joo’nun kız kardeşi ve diğer evrendeki koca (Yu Ra ve Yoo Se-Hyeok) Yi Joo’cuğuma tuzak kuruyorlar. Ama Do Guk bu tuzağa düşer mi? Düşmez tabii ki.
Peki ne yapıyor?
Yu Ra’ya diyor ki:
“Şimdi anlıyorum. Neden bu kadar takıntılı olduğunu. Sadece Han Yi Joo’ya kaybetmek istemiyorsun. O sadece zavallı bir yetim. Senden daha iyi olamaz. Ama aslında onun senden daha parlak olduğunu biliyorsun. Ve bununla başa çıkamıyorsun. Bu yüzden onu ezmek için yanıp tutuşuyorsun. Hissettiğin bu değil mi Han Yu Ra?”
Evet aşkım tam olarak bu 😊
Bu arada kızımız (Yi Joo) pişirilen yemekleri yiyemiyor. Ailesi küçükken ölsün diye zehirlemiş kızımızı… Evet, böyle manyak bir aile.
Peki bunu öğrenen Do Guk ne yapıyor dersiniz? Kızımız için özenle yemekler pişiriyor, o yemekleri önce o tadıyor “Bak zehirlenmedim, güvenebilirsin.” diyor ve kızımız yemeği yiyor… Çeşnicibaşı da oldu, evet <3
Aşkını çok güzel bir şekilde hissettiriyor ve sonrasında aşkını ilan da ediyor. Hemen aşkını hangi cümlelerle itiraf ettiğini yazalım.
VE AŞK İTİRAFIMIZ

“Beni görmezden gelmen bana acı veriyor. Buraya kadar neden geldiğimi gerçekten bilmiyor musun? Seni özledim. Tek sebebi bu. Senden hoşlanıyorum. Hem de çok.”
Ve Do Guk bu sözleri söyledikten sonra aşırı soft bir şekilde elini tutup sarılıyor. Ben bu karakterin sözlerinden çok eylemlerinden etkilendim sanırım. Bir keresinde kızımız, ailesinin neden bu kadar kötü olduğunu sorup ağlıyor. Do Guk “Sebep arama.” diyor. “Onlar anlayabileceğimiz türden insanlar değil.”
Yi Joo bunun üzerine diyor ki “O zaman neden bunlar benim başıma geldi? Beni öldürmeye çalışması yetmedi. Beni yetimhaneden evlat edindi. Tüm o nefret ve zorbalık da sebepsiz mi? O zaman bu şeyler neden benim başıma geldi? Neden?”
Bunun üzerine ne oluyor, biliyor musunuz? Yi Joo uyuyor ve gözlerini açtığında yatağın başında gece gözüne uyku girmemiş bir Do Guk buluyor. Adam tüm gece Yi Joo’nun sorduğu soruyu düşünüp uyumamış… Ve soruya cevap bulamadığını söyleyip ekliyor. “Sen o yaşlarda sadece sevgi görmeliydin. Onlar kötü insanlar. Senin hiçbir suçun yok. Hem de hiç.”
Yani anlayacağınız kıza full destek. Gerçek bir K-Drama Erkeği <3
Mesela bir sahnedeki tavrı da çok hoşuma gitti. Karakoldalar. Yi Joo’nun oradaki atmosferden kötü etkileneceğini düşünüp Yi Joo’ya sarılıyor. Küçücük bir an aslında. Ama o kadar anlamlı ki. Benim için böyle sahneler çok daha değerli. Do Guk’un Yi Joo’ya desteğini eylemlerinde daha çok hissettim ve bu yüzden Do Guk’u çok sevdim aslında.
Sözde değil, özde K-Drama Erkeği
Çok çok iyi bir karakterdi.
Son bölümlerde Yi Joo’dan sakladığı bir gerçek olduğu ortaya çıkıyor. Çok önemli bir şey değil aslında. Ne var yani o da gelecekten geldiğini söylemediyse? Yi Joo da söylememişti. Ama tabii arada çok büyük bir fark var. Yi Joo anlaşılmayacağını düşünerek söylemedi. Do Guk Yi Joo’nun gelecekten geldiğini farkında olarak söylemedi. Aptal yerine koyma durumu var yani.
Yine de dediğim gibi çok büyük bir olay değil.
Fakat Yi Joo “Biraz düşünmem lazım.” diyerek evden gitmek istiyor. Hak veriyorum. Bu durumda erkek, kızın peşinden koşar “Gitme.” falan der ya, bu beni sinir eder. Kız gitmek istiyor. Düşünmek istiyor. Sal arkadaşım.
İşte bu dizide erkeğimiz “Gitme.” diyor ama “Sen gitme ben giderim.” diyor. “Yani yalnız kalma ihtiyacını anlıyorum. Haklısın da. Ama sen güvende kal. Evde kal. Ben giderim.” diyor aslında.
Sevmeyelim de taşa mı dönelim 😀
Dediğim gibi çok güzel seven bir erkekti. Bazı sahneleri tekrar tekrar izlerim. Âşık olduk maalesef…
Peki Yi Joo Nasıl Sevdi?

Yi Joo’daki en sevdiğim şey karakterin değişimiydi. Geçmişe uyandığında karakter 180 derece dönmüştü. O kadar hayran kaldım ki… “Ben onları çok seviyorum.” kafasında değildi. “Size bunun bedelini ödeteceğim.” kafasındaydı, hayran kaldım. Hani şey de görebilirdik “Ben onları çok seviyorum. Bana bunu nasıl yaparlar?” Asla böyle bir his, düşünce görmedik. Aksine “Bana yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksiniz.” düşüncesiyle hareket ettiği çok belliydi. Bu da çok hoşuma gitti.
Aslında ilk bölümde ölmek üzereyken bunu söylüyordu zaten. Üvey annesi onu fazla iyilikle suçlarken “Aslında çok iyi değildim.” diyordu. “Hiçbirini içimden gelen bir iyilikle yapmadım. Hepsini sevilmek için yaptım. Ne kadar iyi olursam o kadar sevilirim, diye düşündüm.” diyor. Yetimhanede öyle büyütmüşler çünkü.
Ne kadar uslu olursanız o kadar sevilirsiniz…
Yi Joo’nun tek derdi sevilmek ama zamanla sevginin böyle bir şey olmadığını anlıyor. Seni gerçekten sevenler seni olduğun gibi sevenlerdir. “Şöyle olursan seni severim.” demek koşullu sevgidir -ki bunun da hakiki sevgiyle alakası yoktur. Yi Joo bambaşka bir Yi Joo olarak uyandığında bunu öğreniyor.
Ve intikam planını adım adım işliyor.
Bunu yaparken Do Guk’u sevmeye başlıyor. Do Guk’un sevdiği gibi yoğun bir sevgi görmüyoruz (zaten bana sorarsanız erkek kadını daha çok sevmeli) ama onu korumak için çaba gösterdiğini görüyoruz. Do Guk’un üvey abisiyle ciddi problemleri olduğunu fark ediyor ve bunu çözmek için çaba gösteriyor. Daha doğrusu üvey abisi artık Do Guk’u kötü etkilemesin diye çaba gösteriyor.
Do Guk’u doğru düzgün tanımasa bile Do Guk’un üvey abisine değil, Do Guk’a inanıyor ve intikam planlarını bir kenara koyup Do Guk iyi olsun diye uğraşıyor. Yi Joo’nun da bu davranışları çok kıymetli.
Ben Yi Joo’nun Do Guk’a farkında olmadan kapıldığını düşünüyorum. Do Guk’un yaptığı yemeği hiç düşünmeden yediği bir an var mesela. Farkında olmadan Do Guk’a güvenmiş. Do Guk buna çok şaşırıyor. Yi Joo da sonra şaşırıyor ve gülüyor. O da çok güzel sahneydi. Sen “Seni seviyorum.” demesen de olur be Yi Joo’m 😀

Şaka şaka, olmaz. Hem eylemlerimizle hem de sözlerimizle belli edelim sevgimizi <3
Ama dediğim gibi ben erkeğin daha çok sevdiği ilişkileri izlemeyi sevdiğimden ve böyle olması gerektiğine inandığımdan kızın öyle çok âşık olmamasını sevdim. Yani evet seviyordu, hissediyordum ama Do Guk kadar da sevmiyordu, bunu da hissediyordum. Fakat bu beni rahatsız etmedi. Aksine hoşuma gitti.
Sevgisini hissetmeseydim rahatsız ederdi. Sadece erkeğin sevdiğini hissetseydim tabii ki rahatsız olurdum ama kadının sevdiğini, erkeğin kadından daha çok sevdiğini gördüm ve bu beni rahatsız etmedi. Böyle ilişkiler izlemeyi severim çünkü. Böyle olması gerektiğine inanırım zaten.
PEKİ İLİŞKİ YORUMUMUZU BİR KENARA BIRAKIRSAK…
Aslında ilişki yorumumuzu tamamen bir kenara bırakmak mümkün değil. Çünkü dizi, birbirlerinin hayatına dahil olan iki karakterin bu sayede her şeyi yoluna koyduğunu anlatıyor aslında. Son bölümde Yi Joo, İntikam almak için değil, mutluluğu bulmak için dönmüşüm geçmişe diyor.
Hemen o repliği bırakıyorum buraya.
“Geri gelme sebebimi sonunda anladım. Seninle tanışmak bana kim olduğumu öğretti. İstediğim şeyi, beni neyin mutlu ettiğini, gerçekte kim olduğumu öğrendim. Bir gücün bana hayatımı geri vermesinin sebebi intikam değildi. Bana verilen bu hayatı düzgün yaşayabilmem içindi.”

Unutmadan hoşuma giden şu detayı da ekleyeyim. Trafik kazası olduktan sonra günümüzdeki gerçeklikte Do Guk Yi Joo’ya bir şans verilsin diye dua ediyor. Bir sene öncesine döndükten sonra yeni bir gerçeklik oluşturduklarında Do Guk ölüm kalım savaşı verirken bu kez aynı duayı Yi Joo Do Guk için ediyor. Yani sanki farklı evrenlerdeki Ruh eşlerinin duaları birleşip bir mucize yaratmış gibi… Arkadaşlar farkında mısınız bilmiyorum ama aşırı romantik bir insanım 😀
Neyse tamam ilişki dışındaki kısmı yorumlamaya çalışacağım şimdi 😊
İlişki Dışında…
Amacımız intikam olmasa da tek tek intikamın alındığı bir senaryo izliyoruz.
Bu sahneler hakkında detaylı yorum yazmak istemiyorum aslında. Kısaca herkesin ektiğini biçtiğini görüyoruz diyebilirim. Beni en çok tatmin eden şey de Yi Joo’nun ilk evrendeki kocasının hak ettiğini alması oldu. “İstediğin buydu, değil mi? E al bakalım o zaman.” mesajlı sonu çok hoşuma gitti. Yi Joo’yu hiç ama hiç hak etmemişti zaten, beter olsun.
Onun dışındaki sonlar da gayet tatmin ediciydi. Do Guk’un üvey abisi şahsına münhasır bir manyaktı. O da hapislerde çürüsün dilerim ki… Bir de son sahnesinde “Baba bana bunu söyleseydin her şey farklı olurdu.” gibi bir şey diyor. Babası buna annesinin kendisini terk ettiğini söylememiş. Bu da babasına annesini terk ettiği için bilenmiş ve yeni eşinin çocuğundan intikam almaya karar vermiş. Motivasyona bakar mısınız? Zekâ fışkırıyor…
Sonra diyor ki “Baba bana annemin beni terk ettiğini söyleseydin bu kötülükleri yapmazdım.”
Hadi ya? Adam sen üzülme diye gerçekleri sakladığı için tüm kötülüklerin mimarı mı oldu? Gerçi adam da çok sessiz bir şeydi, beni rahatsız etti ama konumuz o değil şimdi 😊
Kötülerin kendi kötülüklerine bahane bulma olayı çok sinirimi bozuyor.
Her şey farklı olmazdı çünkü sen kötüsün. İyi insan babası annesini terk etmiş olsa bile bu kötülükleri yapmazdı. Sen hepsini kötü olduğun için yaptın. Şimdi sonsuza kadar ağla akıl hastası. (Ağlıyor şu an. Kesin bilgi.)
Peki Ya Do Guk’un Ailesinin Tatlılığı

Do Guk’un annesini çok sevdim. O kadını da ilk kez iyi bir rolde izlemiş olabilirim, yakışmış. Bir sahnede annesi kollarını açarak Do Guk ile Yi Joo’ya doğru ilerliyor. Do Guk da kollarını açıp gülümserken… O da ne? Kadın gidip Yi Joo’ya sarılıyor. Çok tatlı bir sahneydi.
Do Guk’un büyükannesi de ablası da çok tatlıydı. Hepsini çok sevdim. Baba daha tatlı bir şey olsaydı keşke ama o da nazarlık olsun diyorum 😊 Yi Joo’ya sahip olmadığı ve hiçbir zaman sahip olamayacağını düşündüğü o aile sıcaklığını vermeleri o kadar çok hoşuma gitti ki… Çok güzel işlenmiş. Sen her şeyin en güzelini hak ediyorsun Yi Joo’m.
Peki Yi Joo’nun “Beni bir kere zehirlediler, o yüzden yemek yapamıyorum.” bahanesine sığınıp asla yemek yapmaması ve tüm yemekleri Do Guk’a yaptırması…
Bir kraliçedir bizim için 😀
Peki Ya Arkadaş Ortamının Tatlılığı
Yi Joo’yu seven tek bir insan bile yokken, hiçbir arkadaşı yokken (bilinçli olarak ailesi tarafından yalnızlaştırıldığını düşünüyorum) yeni gerçeklikte çok tatlı arkadaşlarının olması, öz annesiyle kavuşması, etrafının onu gerçekten sevenlerle çevrili olması… O kadar güzeldi ki.
Do Guk’un da böyle bir çevresi yoktu tabii. Ama o, bunu tercih etmişti. Onun için bir hüzün sebebi değildi. Fakat Yi Joo için bir hüzün sebebiydi. O yüzden Do Guk’tan çok Yi Joo’nun böyle bir ortama sahip olmasına çok sevindim. Hamile olduğunu anladıkları sahne de çok tatlıydı mesela <3
VE FİNAL
Final bölümü de o kadar güzeldi ki. Aklınızda asla soru işareti bırakmayan bir final çekmişler. Hani asla “Buna ne oldu acaba?” demiyorsunuz. Hepsinin cevabını veriyorlar. Hatta aklıma gelmeyen soruların bile cevabını verdiler, o derece.
Yi Joo’nun annesinin babasını affetmemesini çok sevdim bu arada. Ne o öyle? Her haltı yiyeceksin, sonra bir çiçekle kadından özür dileyeceksin? Yok öyle bir dünya. Yi Joo’nun annesi çok daha iyilerini hak eden bir karakterdi. Yi Joo’nun annesiyle arasındaki iletişimin gelişimi de çok güzel işlenmişti bu arada.
Dizi çok güzeldi ama finali tam içime sinmedi demediğim bir dizi olduğu için çok mesudum. Dizi zaten çok güzeldi ve finali de dizinin güzelliğine layıktı. Her şey o kadar yerli yerindeydi ki. Her şey olması gerektiği gibiydi. Diyorum size, son zamanlarda izlediğim en iyi diziydi diye. Boşuna demiyorum. Gerçekten öyleydi.

Ostları da Aşırı İyiydi Bu Arada!
Her bölümün sonunda çalan Halo diye bir şarkımız var -ki insana gaza getirme garantili.
I Need A Love diye bir ostu var. Kız üzgünken çalıyordu genelde. Sözleri de zaten tam kızımızın psikolojisine uygunmuş…
“Ben de sevilmek istiyorum
Herkesten daha güzel bir şekilde
Ben de mutlu olmak istiyorum
Herkesten daha güzel bir şekilde”
Gel de ağlama şimdi…
Truth diye bir ostu var, buna da bayılıyorum. Bu daha umut dolu bir şarkı. Söyleyen de baş aktörümüz Sung Hoon.
Bakın bu da diyor ki:
Aslında seni gördüğüm ilk andan itibaren
Seni sevdiğimi fark etmiş gibiyim
Hayalimdeki o mükemmel kişiyi
Bulmuş gibiyim
Aslında bu benim için bir ilk, bu tür duygular
Her şeyim biraz acemi olsa da
Sana söz veriyorum
Sana mükemmel bir aşk vereceğim
Tüm ostları tek tek yazmayacağım merak etmeyin 😊 Ama şarkıları da çok iyiydi. Dizinin hikayesini yansıtan muhteşem şarkıları vardı, çok çok sevdim. Diziyi bitirmemin üzerinden belli bir süre geçmesine rağmen hala dinliyorum şarkılarını.
VE SON…

Söylediğim gibi finali de çok güzeldi. Her anına, her sahnesine bayıldım. Ha illa bir şey eleştireceksem son bölümlerde Do Guk’un abisinin hapisten kaçtığını Do Guk’a söylemek için Do Guk’u kafeye çağıran bacanağımızı eleştirebilirim… Telefonda söylenemezdi bu çünkü, haklısın (!)
Bir de 6. Bölümden sonra birkaç bölüm çiftimizden uzak kaldık ve onları izlemeyi özlediğim bölümler oldu ama o da intikama odaklanmak için gerekliydi bence. Ben bu dizide intikama da aşka da sevgiye de aileye de doydum. O yüzden bunu eleştirmiyorum.
Eleştirecek bir şey bulamıyorum, üzgünüm 😀
Eleştirecek bir şey yok. Dizi çok güzeldi. İzleyin, izlettirin!!!
Yi Joo’nun repliğiyle dizi yorumumu burada noktalıyorum ve iyi ki sizi izledim tatlişkolar diyorum!
“Bir zamanlar mutluluğun sahip olamayacağım bir şey olduğunu düşünürdüm. Benim için çok özel bir şey olduğunu düşünürdüm. Hayal etmeye bile cesaret etmediğim bir şey… Bu yüzden mutlu aile benim için sadece tuvalde var oldu. Ama artık öyle değil. Seninle tanıştıktan sonra mutluluğun gündelik hayatta olduğunu öğrendim. Her gün yanından geçip gittiğimiz anlarda. Yani bu bizim mükemmel evliliğimiz!”

[…] ayrıdır zaten. İlk bölümünde çok kaliteli ve güzel bir dizi olduğunu belli etmişti. Ya da Perfect Marriage Revenge. O diziye âşık oldum, biliyorsunuz. Go Back Couple var mesela… O dizi zaten benim evladım. O […]