Paralel evren, boyut değişimi, zamanda ve mekânda yolculuk temalı dizilere/filmlere bayılan biri olarak izlemekten aşırı zevk aldığım bir dizi oldu. İlk bölümünü izlemek için kendimi zorladığımı itiraf etmeliyim. Konuyu anlamaya çalışırken gidip geliyorsunuz ve bu tarz konuları çok sevmiyorsanız sıkılıp diziyi ilk bölümünden bırakabilirsiniz. Fakat dediğim gibi ben çok sevdiğim için kapatmadım ve iyi ki de kapatmamışım diyorum.
Dizi çok güzel bir aşk hikayesini anlatıyor aslında. Gerçeküstü bir aşk hikayesi. Bir insanı bu dizide anlatıldığı gibi sevmek muhteşem bir şey. Zaman mekân dinlemeden birini Ruh’uyla sevmek, birinin Ruh’unu sevmek ve “Hangi zamanda olursan ol, nerede olursan ol seni bulacağım.” demek… Hayal etmesi bile muhteşem değil mi? Bir de bunu Ahn Hyo Seop yapınca daha da muhteşem oluyor 😊

Aşk hikayesini bir kenara bırakırsak olay örgüsünü de çok beğendim. Aslında zamanın geçmiş gelecek kavramlarından çok uzak olduğunu düşününce diziyi anlamak çok da zor olmuyor. Her şeyin An’da olduğunu farkında olarak izlersek olaylar daha anlaşılır oluyor. Her şeyin başlangıcının Jun Hui’nin geçmişe gitmesi olduğunu düşününce anlaması pek de zor değil. Ve bence diziyi anlamaya çalışırken keyif de alıyorsunuz zaten. Beyin çalıştıran dizileri bir başka seviyorum. Tabii işin kötü tarafı böyle dizileri izlerken bir sonraki bölümü hemen izlemek istiyor ve uykusuz kalabiliyorsunuz…
Oyunculuklar da gayet iyi. Özellikle Jeon Yeo Been’in oyunculuğuna bayıldım. Jun Hui’ye bayılırken Min Ju’ya sövmemi sağladığı için tebrik ederim kendisini. Ve birini sevmek sadece dış görünüşünü sevmek demek değil, bunu diziyi izlerken tekrar anladım. Aynı görünüşte biri de olsa eğer aynı Ruh’u taşımıyorsa onu sevmeniz mümkün olmuyor. Birini sevmek o kişiyi her şeyiyle sevmek demek. Onu sahip olduğu tüm özellikleriyle sevmek demek. Başka biri aynı görünüşte olsa dahi, onu çok başarılı bir şekilde taklit ettiğini düşünse dahi o olamıyorsa ve siz onu arıyor onu bekliyorsanız işte orada gerçek bir sevgiden söz edebiliriz bence. Sevgiyi işleyiş bakımından diziyi çok sevdim. Gerçeküstü olabilir ama zaten gerçek aşk başlı başlına gerçeküstü bir şey. O yüzden de dizideki aşka bayıldım.

Ve her şey kendimize verdiğimiz değerde bitiyor aslında. Bir yanda kurban psikolojisine giren bir kız diğer yanda görünen hikâyeyi değiştirmek için canını dişine takan bir kız… Koşullar aynı, hiçbir şey değişmiyor aslında. Tek değişen şey kızın karakteri. Karakteri değişince hayatı değişiyor, insanların ona bakışı değişiyor. Çünkü aslında insanlara bakışını değiştiren kız oluyor. Kimse ona değersiz gözüyle bakmıyor normalde. Ama o kendini değersiz hissettiği için insanların ona değer vermediğini düşünüyor ve herkesten kaçıyor. Bunun sonucunda mutsuz oluyor fakat yine de kendini suçlamıyor. Son bölümlerde “Sen ne çeşit bir akıl hastasısın?” dedim kıza mesela… Çünkü cidden ne çeşit bir akıl hastasıydın acaba? Bir de suçlu başkalarıymış gibi triplerinden geçilmiyordu…
Hayır her şeye tamam ama seni gerçekten sevenin değerini bilir insan. Fazla spoiler olmasın diye çok şey yazmıyorum fakat kendi değerini bilmeyen insanlar kendisine değer verenden kaçıyor, bunu söyleyebilirim. Kendisini değersiz gördüğü için biri kendisine değer verince “Bu aptal galiba yoksa bana niye değer versin?” deyip kendisine değer vereni küçümsüyor. O yüzden siz siz olun kendi değerini bilmeyen insanlardan uzak durun. Evet, Min Ju nefretliğimsin…

Velhasıl çok güzel bir dizi izledim. Bazı yerlerde beynim yandı, bazı yerleri mantığa aykırı buldum (Fantastik dizi mantığına aykırı buldum. Yani dizinin kendi dinamiği içerisinde mantıksız birkaç şey vardı bence ama çok da önemli değil.) Zamanda yolculuk olayı, bir şeyleri değiştirme çabası, gerçek aşkı anlatma şekli çok çok iyiydi. Ben çok sevdim. Ayrıca Rowoon’u da tebrik etmek istiyorum. Türk oyuncular asla öyle bir rolde oynamaz. Başrol tribine girip teklifi reddederler hatta onlara teklif bile götüremezsiniz. Rowoon kısacık rolünü öyle güzel oynamış ki… Başrol tribine girmemesine de çok çok kalp!

Özetle, paralel evren temalı dizileri/filmleri seviyorsanız izlenmesini önerdiğim bir dizi A Time Called You. İzleyin ve Gather My Tears’ın kollarına kendinizi bırakıp zamanda yolculuk yapın!
[…] çok beğenmiştim (o diziyi bitiremedim hâlâ ama olsun, izlediğim kadarıyla gayet iyiydi), A Time Called You’daki kısacık rolü de çok başarılıydı ve Destined With You’da da gayet iyiydi. O yüzden […]