Hangi konu hakkında yazsam diye düşünürken kendini sevmeyen/sevemeyen insanlar bu ara çok karşıma çıktı ve ben de bunun hakkında yazmak istedim.  

Kendini sevmek demek ALLAH’ı sevmek demek aslında. Çünkü içinizde O’ndan bir parça taşıyorsunuz ve her adımınız O’ndan. İster kabul edin ister kabul etmeyin, gerçek bu. Kendi değerinizi bilmek O’nun değerini bilmek aslında. “Ben O’ndan bir parça taşıyorum. Onun için kendime özen göstermeliyim, kendi değerimi bilmeliyim, ön plana kendimi koymalıyım.” demeliyiz. Maalesef bu duruma bencillik diyenler yüzünden insanlar önce kendini düşünmekten kaçıyor. Ama Jack Kornfield’ın da dediği gibi:

“Merhametiniz kendinizi kapsamıyorsa eksiktir.”

Ön plana kendinizi koymak kendi Ruh’unuza, Rabbinize gösterdiğiniz değeri ortaya koyar. Bunun adı bencillik değildir. Bunun adı kendini sevmek, Ruh’unu sevmek esasında Rabbini sevmektir.

Kendini sevmeyen insanları incelediğimde hep hayatının merkezine başkalarını koyduğunu gördüm. Özellikle ailesini mutlu etmek için çabalayan çocuklarda bu sıklıkla görülüyor. Ailesini mutlu etmek için çocukken çabalıyor, derslerinde başarılı oluyor ama mutlu olamıyor. Büyüyünce akademik anlamda başarılı bir birey olabiliyor ama kendini sevme konusunda sıkıntıları oluyor. Çünkü o başarıyı kendisi için gerçekleştirmemiş, ailesi için gerçekleştirmiş. Ailesini mutlu ederse mutlu olacağını düşünmüş. Neyi istediğini, neyi sevdiğini sorgulamamış. Çünkü o şekilde yönlendirilmemiş. Ailem mutlu olursa ben de mutlu olurum diye düşünmüş. Ama aslında siz mutlu olursanız sizi gerçekten sevenler mutlu olur.

Akademik başarı mutsuzluk mu getirir? Tabii ki hayır. O başarıyı kendiniz istediğiniz için gerçekleştirirseniz mutlu olursunuz, kendinizi seversiniz. Ama akademik başarıyı sırf aileniz sizi sevsin, sizinle övünsün diye elde ederseniz mutsuz olursunuz. Çünkü kendinizi sevmeyi başkalarının sizi sevmesine, takdir etmesine bağlamış olursunuz. Aradaki fark çok büyük. Birinde kendi isteklerinizi düşünerek hareket ediyorsunuz, diğerinde ise başkalarının. Aileniz olsa dahi o siz değilsiniz ve siz olmayan herkes başkasıdır…

Önce Kendinizi Mutlu Etmelisiniz

Akademik başarı sadece bir örnek tabii. Sevgilinizi mutlu etmek için kendinizi değiştirmek de bir örnek olabilir mesela. Burada esas mesele kendinizi değil başkalarını mutlu etmek için çaba göstermek. Kendinizi sevmeyi başkalarının sizi sevmesine bağlı kılarsanız mutsuz olursunuz. Çünkü ALLAH’ın yarattığı sistem böyle.

“Ben seni sevdim, seni yarattım, sana değer verdim, sana Ruh’umdan üfledim. Seni varlığa halife olarak yarattım. Önce kendi değerini bileceksin. Ve senin değerini bilenlerle beraber olacak, bu şekilde mutlu olacaksın.” diyor ALLAH. Yaratım sistemi bu.

Bu sisteme uyan mutlu oluyor, uymayan da mutsuz oluyor.

Peki Ön Plana Kendimizi Nasıl Koyacağız?

Aslında bu sorunun cevabı çok basit.

İbadet ederek.

İbadet etmenizin amacı Ruh’unuza yaklaşmak, Ruh’unuzla bir olmak, O’nunla olmak ve yaratıldığınız amaç üzerine olmaktır. Siz halife olarak yaratıldınız ve bunu gerçekleştirmenizin yolu ibadet etmektir. Fakat bunu tüm benliğinizle yapmanız gerekir. Akıl ve kalp birleşmeli, o şekilde ibadet edilmeli. Namaz mı kılıyorsunuz? Aşkla kılmalısınız. Hem bilinç olarak namaz kılarken O’nunla olduğunuzu, O’nun huzurunda olduğunuzu bilmelisiniz hem de bu sizi heyecanlandırmalı, bunu aşkla, sevgiyle yapmalısınız. Evet bu insan olarak görevimiz. Halife olabilmek, yaratıldığımız amaç üzerine olmak görevimiz ve bunun için ibadet etmeliyiz ama aynı zamanda bunu yaparken aşkla yapmalıyız. Bunu yapmak bizi mutlu etmeli. Görevinizi mutlu bir şekilde yapıyorsanız layıkıyla yapıyorsunuz demektir çünkü.

Dolayısıyla kendimizi sevmemizin yolu O’nunla, Rabbimizle olmaktan geçiyor. Bunun yolu da ibadet etmek.

Ve duanın en önemli ibadet olduğunu unutmamalıyız. Dolayısıyla belki de en önemlisi dualarımıza özen göstermek.

Benim en sinirlendiğim, en üzüldüğüm ve maalesef insanı en çok kendinden uzaklaştıran şey öylesine dua etmek. Ne istediğini düşünmüyor. Duasına asla özenmiyor. ALLAH’tan istekte bulunmuyor. Öylesine bir hayat yaşıyor. Öylesine dua eden birinin kendisine verdiği değer de öylesinedir maalesef. Duanız olmasa ALLAH size niye değer versin demiş ALLAH, kutsal kitabında. En sevdiğim ayetlerden biridir. Çok şey anlatır. Biz ALLAH bize değer verdiği, severek yarattığı için değerliyiz, özeliz. Ve ALLAH katındaki değerimiz bizim ALLAH’a verdiğimiz değerle ölçülür aslında. Bunun da yegâne yolu duadır. Duana ne kadar özenirsen sana şah damarından yakın olana, sana senden yakın olana o kadar yaklaşırsın. Bu da zaten Hak katındaki değerini arttırır ve muhteşem bir hayat yaşarsın.

ALLAH’I TANIMAK

Mesela geçenlerde “Ben ALLAH’ı meşgul etmemek için dua etmiyorum.” diyen gördüm ve bu kişi inançlıydı. Belki de bazı insanların sorunu inandığı şeyi kavrayamamasıdır. ALLAH’ı meşgul etmek ne demek? ALLAH’ın, Yaratıcı’nın meşgul olması gibi, yorulması gibi bir şey söz konusu olmadığı gibi bunu düşünmek bile küfre girer ne yazık ki. İnanmak için önce tanımak gerekli. Tanımak için de Kuran-ı Kerim’i okuyalım bir zahmet. Doğru kaynaktan, doğru şekilde okuduğunuzda ALLAH’a ve bu yaratım sistemine âşık olmamak mümkün değil. Sonrası zaten çorap söküğü gibi geliyor.

Bazen de çok şey istememenizin sebebi kendinizi istediklerinize layık görmemeniz oluyor. Ben karşınıza geçip “Sen buna layıksın.” desem de inandığınız doğrularla hareket edeceğiniz bir gerçek. O yüzden şunu sorun kendinize. İstediğiniz şeye layık olan insan ne yapar? Bir liste çıkarın ve o insanın yapacağı hareketleri yapın, o olun ve kendinize istediğiniz şeye layık olduğunuzu ispatlayın. Hiçbir dua çabasız gerçekleşmez. Önemli olan bu çabayı kendiniz için göstermeniz. Çabanızı gösterin, duanızı edin ve ALLAH’a güvenin. Sizi yarattı çünkü sizi çok sevdi, size çok değer verdi. Bunu her daim hatırlayın lütfen. İstediğiniz her şey -evet her şey- gerçekleşmesi mümkün olan şeyler. ALLAH için imkânsız diye bir şey yok. Yeter ki o isteklerinize layık olun.

Kendinizi sevmiyor musunuz? O zaman ALLAH’tan kendinizi sevmenin yolunu göstermesini isteyin. Herkesin hayat yolculuğu farklı olduğu için bunun tek bir çözümü yoktur. Herkes için çözüm farklı olabilir. O yüzden Besmele ardınca Ya Fettah olan ALLAH’a kendinizi sevmek için yol göstermesini, bunun için en güzel kapıları açmasını istemek doğru olacaktır. Tabii o kapı açıldığında o kapıdan geçin. Belki psikolojik destek almanız gerekiyordur ve ALLAH size bir fikirle ya da bir öneriyle bu kapıyı açar. Ama siz o kapıdan geçmezseniz ne anlamı var? Ve mutlaka Ya Vedud esmasıyla dua edin. Vedud olan ALLAH’tan kendinizi sevmenizi sağlamasını isteyin. Ne sorununuz varsa çözüm O’nda. Ona yönelin ve çözümü bulun aslında.

Dua Örnekleri

Buraya birkaç tane dua örneği bırakayım…

“Bismillahirrahmanirrahim

Ya Fettah,

Kendimi sevmemi sağlayacak en güzel kapıları ardına kadar aç bana ve o kapılardan huzurla, mutlulukla, sağlıkla geçebilmemi nasip eyle.

Amin.”

“Bismillahirrahmanirrahim

Ya Vedud,

Kendimi olması gerektiği gibi en doğru şekilde sevmemi, kendi değerimi bilmemi, güzel insanların beni sevmesini, toplum içerisinde sevilip saygı duyulmamı nasip eyle.

Amin.”

Tabii ki bunlar örnek. Siz kendi cümlelerinizle kendiniz için en doğru duayı edersiniz, etmelisiniz. ALLAH hiçbir çabayı karşılıksız bırakmaz. Yeter ki o çaba kendiniz için olsun. Odak noktanız, hayatınızın merkezi siz olun. O’nunla olmayı başarabildiğiniz bir ömür dilerim. Kendinize çok iyi bakın!

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Travesti Eskort ,Pasif Travesti,istanbul Travesti, Beşiktaş Travesti, silivri Travesti, Halkali Travesti, Tuzla Travesti, Halkali Travesti, istanbul Travesti, istanbul Escort, Beylikdüzü Escort, Avcılar Escort, Gebze Escort, Üniversiteli Escort,balıketli Escort,zenci Escort,dominant Escort,Rus Escort,Rus Escortistanbul Escort, Beylikdüzü Escort, Avcılar Escort, Gebze Escort, Üniversiteli Escort,balıketli Escort,zenci Escort,dominant Escort,Rus Escort,Rus Escortankara eskort,ankara escort