Hayırlısı Olsun Ne Demek?

Hayırlısı derken gerçekten ne istediğinizi biliyor musunuz? İstediğiniz bir şey olmayınca “Demek ki bu benim için hayırlı değilmiş.” diye kendinizi teselli ederken aslında ne dediğinizi biliyor musunuz? Bu dua ile hayatınıza sıkıntıları davet ettiğinizden, kendi dilinizle ALLAH’tan mutsuzluk talep ettiğinizden haberiniz var mı? Eğer bunları biliyor ve bu amaçla bu sözü kullanıyorsanız sizin için söylenebilecek hiçbir şey yok tabii. Tercihiniz buysa ve amacınız acı çekerek mertebe yükseltmekse kimse size bir şey diyemez zaten. Ama eğer hayırlısının size sıkıntılar getirdiğini bilmiyor ve mutlu olacağınıza inanarak bu duayı ediyorsanız size söyleyeceklerim var demektir.

O zaman başlayalım.

Bugüne kadar hayırlısını istediğinizi düşünüyorum. “Her şeyin hayırlısı.” tabiri büyük ihtimalle sık sık kullandığınız bir tabirdir. Çünkü inançlı olmasa dahi herkesin diline pelesenk olmuş bir söz bu. Bu sözü kullandığınızı düşünerek soruyorum. Hayatınızdaki her şey sizi mutlu edecek şekilde mi gelişiyor? Buna cevabınız elbette “Hayır.” olacaktır. Çünkü ALLAH’tan istediğiniz mutlu olmak değil, acı çekmek. Dolayısıyla ALLAH da size istediğinizi veriyor.

Burada hemen şuna değinmek istiyorum. “ALLAH benim niyetimi bilmiyor mu?” sorusu… Buna mutlaka değinmem gerekiyor. Çünkü bu soru sizi şeytana yaklaştıran ve ALLAH için çaba göstermekten alıkoyan bir soru. Mesela şöyle düşünelim. Siz namaz kılıyorsunuz. Ama kurallara uymadan kılıyorsunuz. Yine de ALLAH namaz kılmak istediğinizi bilmiyor mu? Niyetiniz namaz kılmak sonuçta, kurallara uymadan kılın işte ne olacak? Öğle namazını iki rekât kılın bitirin mesela. Nasıl kılmanız gerektiğinin ne önemi var? Sonuçta niyetiniz namaz kılmaktı, ALLAH sizin niyetinizi bilmiyor mu?

Ya da oruç tuttuğunuzu düşünelim. Sahura kalktınız. Niyetinizi de ettiniz. Niyetiniz oruç tutmak. Fakat oruçluyken su içtiniz. Neyse, önemi yok. Sonuçta sizin niyetiniz belliydi. Siz oruç tutmak istiyordunuz. ALLAH bunu bilmiyor mu? Yiyin için, ne olacak? Niyetiniz belliydi sonuçta.

Ama öyle olmuyor değil mi? Namaz kılarken de oruç tutarken de “ALLAH benim niyetimi biliyor.” düşüncesiyle hareket etmiyorsunuz. Tüm bu ibadetlerin kurallarını araştırıyor ona göre hareket ediyorsunuz. Peki tüm ibadetlerin özü olan dua ibadetinin kuralları yok mu sanıyorsunuz? Dua ibadetine niye böyle özensizce yaklaşıyorsunuz? “Dua, ibadetin özüdür.” hadisini neden göz ardı ediyorsunuz? Duanın sistemini neden anlamaya çalışmıyorsunuz? Neden işin kolayına kaçıyorsunuz?

Her kelimenin belli bir frekansı vardır ve siz kullandığınız kelimelerle belli bir frekansa uyumlanırsınız. Duanın sistemi kısaca budur. Kullandığınız kelimelerin frekansını/anlamını bilip ona göre kullanmalısınız. Eğer böyle yapmazsanız hayatınız istediğiniz gibi olmaz, mutsuz olursunuz. Niyet tabii ki çok önemli ama o niyete göre hareket etmek de bir o kadar önemli. Niyetiniz namaz kılmaksa o niyete uygun olarak hareket etmeniz gerekiyor değil mi? Eğer oruç tutmaksa niyetiniz, o niyete uygun olarak hareket etmeniz gerekiyor değil mi? Niyetiniz mutlu olmak için dua etmekse o niyete uygun olarak hareket etmeniz gerekmez mi o zaman?

Bunun hakkında yazdıktan sonra tekrar Hayırlısı duasına dönmek istiyorum.

Hayırlısı Evliya Olmak İçin Edilen Bir Duadır

Evliya olmak isteyenlerin iddiası bu dünyayı umursamadıkları yönündedir. Sadece ahireti umursadıklarını ve sadece ahiretteki mutluluğu istediklerini söylerler. İddiaları bu yönde olduğu için de bununla sınanırlar. Çünkü iddianız ne ise onunla sınanırsınız. Eğer “Bu dünyadaki mutluluk umurumda değil. Sadece ahireti istiyorum.” derseniz iddianızda samimi olup olmadığınız ölçülür ve size bu dünyada mutsuzluk verilir. Eğer yaşadığınız mutsuzluğa isyan etmez, dayanırsanız o zaman mertebeniz yükselir. Ama bu mutsuzluk çok sevdiğiniz birinin ölümü de olabilir. Buna dayanabileceğinize inanıyor musunuz? Eğer “Dayanırım.” diyorsanız lütfen hayırlısı duasını etmeye devam edin. Belki de hayatı zor bir şekilde yaşamayı seviyorsunuzdur. Bazı insanlar da öyledir, acı çekmeyi sever. O zaman hayırlısını istemeye devam edin.

Ama bu dünyada mutlu olmak gibi bir isteğiniz varsa “Hayırlısı.” demekten vazgeçin.

Bakara Suresi 201. Ayette de belirtildiği gibi dünyada da ahirette de güzellik isteyin.

Kimileri de ‘Rabbimiz bize dünyada da ahirette de güzellik ver ve bizi ateşin azabından koru.’ der. (Bakara, 201)

Bu ayette hayr kelimesi geçmez. Güzellik olarak çevrilen kelime “haseneten”dir.

ALLAH dünyada da ahirette de güzellik istememiz gerektiğini vurgular.

Kur’an-ı Kerim dikkatle incelenirse hayr kelimesinin ahiretteki mutluluğu vurgulamak için kullanıldığı görülür. Hayr kelimesi dünyadaki mutluluğu tanımlamak için kullanılmaz, ahiretteki mutluluğu tanımlamak için kullanılır. Bu dünyada çok acı çekebilirsiniz ama bu acılara hakkıyla sabrederseniz hayra yani ahiretteki mutluluğa ulaşabilirsiniz. Peki hem dünyada hem de ahirette mutlu olmak mümkün iken (Mümkün olduğu Bakara 201’de belirtiliyor) neden dünya hayatımızı zorlaştırmak isteyelim? Eğer evliya olmak gibi bir amacımız yoksa, dünyadan elini eteğini çekmiş bir insan değilsek ve böyle bir isteğimiz de yoksa neden kendimize bunu yapalım? Dünyada ve ahirette güzellik isteyerek mutlu olabilecek iken neden hayırlısını isteyerek dünyada acı çekmeyi talep edelim yüce ALLAH’tan?

De ki “Bu mu hayırlı olan yoksa takva sahiplerine vadedilen ebedi cennet mi? (Furkan, 15)

O gün cennet halkının yerleştiği yer pek hayırlı, dinlenme yerleri pek güzeldir. (Furkan, 24)

Size verilmiş olan her şey dünya hayatının menfaatleridir. ALLAH katındaki nimetler ise şu kişiler için hem daha hayırlı hem de kalıcıdır: İnanıp güvenen ve Rabbine dayanan kişiler için. (Şura, 36)

Hayrın İçindeki Şer

Her hayrın içinde şer olduğunu mutlaka duymuşsunuzdur. İşte asıl hayra ulaşmak hayrın içindeki şerre dayanarak mümkündür. Peki sizce dayanabilecek misiniz? O şer evlat kaybıysa buna dayanabilecek misiniz? “Neden ben?” gibi bir cümle kurmayı geçin içinizden bile bunu geçirmeyecek sabra ve teslimiyete sahip misiniz? O acının içinde kaybolmadan ahiretteki mutluluğa odaklanacağınızın garantisini verebilir misiniz? Hayrın içindeki şerre dayanabilirseniz (ki bu belki de bir ömür sürer) evliya olursunuz evet ama peki ya isyan ederseniz? O zaman mertebe yükseltemediğiniz gibi inancınızdan, imanınızdan da olursunuz. Ve böylece hem bu dünyada hem de ahirette mutsuz olmuş olursunuz.

Gerçekten her şeyin hayırlısını istediğinize emin misiniz?

Hayırlı eş mevzusu da aynı şekilde. Bundan daha önce bahsetmiştim ama yeri gelmişken tekrar bahsetmek istiyorum.

Kur’an-ı Kerim’de “Hayırlı eş isteyin.” diye bir ayet var mı? Hayır, yok.

Fakat şöyle bir ayet var.

Ve onlar ki: “Ey Rabbimiz, bize göz nuru (sevinci, aydınlığı) olacak eşler, çocuklar bahşet ve bizi takva sahiplerine önder kıl!” derler. (Furkan, 74)

ALLAH, “İsteyin vereyim.” buyurmuş. Bir sınır koymamış. Benden hayırlısını isteyin dememiş. Her şeyin hayırlısını isteyip bırakın da dememiş. Eğer kulaktan dolma bilgileri bir kenara bırakıp size indirilen kitabı hakkıyla okursanız bu yazdıklarımı siz de anlarsınız. Tüm bunları temiz akılla düşünürseniz mutlaka idrak kapısını açar mucizelere doğru yol alırsınız.

Sonuç olarak, ne istediğinizi bilerek dua edin ki hiç istemediğiniz bir hayatın ortasında bulmayın kendinizi. Bugüne kadar hayırlısını istediniz de ne oldu? Mutlu olabildiniz mi? Aksine mutsuz olmuş olmanız lazım. Çünkü bunu istediniz ALLAH’tan ve ALLAH da size bunu verdi. Kendi hayatınızı temiz akılla ve temiz gönülle düşünürseniz bu cümlelerin ne kadar doğru olduğunu anlarsınız. Eğer anlamıyorsanız anlamamanız gerektiği içindir. Bu durumda yapılabilecek hiçbir şey yok maalesef.

O yüzden bundan sonrası söylediklerimi anlayan, temiz akla ve temiz gönle sahip insanlar için.

Mutlu mu olmak istiyorsunuz? O zaman hayırlısı demekten vazgeçmelisiniz. Bunun yerine “En güzeli olsun.” diyebilirsiniz. Dualarınızda mutlu olmayı isteyebilirsiniz. Hatta istemelisiniz. ALLAH’tan yaşama sevinci istemelisiniz. Tabii ki tüm bunları isterken O’nun razı olacağı şekilde hareket etmeli ve bunu o bilinçle istemelisiniz. Hem dünyada hem de ahirette mutlu olmak için dua etmelisiniz. Unutmayın, ALLAH zulmetmez. Biz kendi kendimize zulmederiz. Kelimelerimizin gücünü kavramak zorundayız. Kullandığınız kelimeleri değiştirin, hayatınız değişsin!